23 Ağustos 2014 Cumartesi

Marşmelov Test

Merhaba Junior Jung'larım! Bugün sizlerle keyifli bir deney paylaşmak istedim. Aslında bu blogu deney paylaşımı üzerine kurulu bir amaçla açmadım ama henüz dönem başlamamışken bu tarz eğlenceli ve bilgi verici şeyler paylaşmak daha mantıklı sanırım. İçimiz eylülde kararacak zaten şimdiden gerilmeyelim değil mi?

Bu arada söylemek istediğim önemli bir konu var. Burada yapacağım paylaşımlar sizin istekleriniz üzerine şekillensin istiyorum. Mesela hocalar sizden kaynakça yazma ya da apa 4-5-6 neyse işte bunlarla ilgili şeyler isteyecektir. Eğer sıkıntı yaşıyorsanız bunları bulmakta, ben sizlere yardım edeceğim.

 Bunun gibi "ödev" adı altında hocaların yüklediği gereksizin de gereksizi angaryaları yapmanın kısa yolları, püf noktaları sizin taleplerinize göre paylaşılacaktır.

Bu bilgilendirmeden sonra Marşmelov deneyine dönebiliriz. Deney çok basit.. Doyumu erteleme ile ilgili eğlenceli bir test. Açıklama yapmaya çok da gerek yok. İnternette bunun gibi pek çok deney mevcut. Bizim kezolar lokum deneyi yapmış mesela. İşte anca çakma çakma işler... Anamın işleri, fırçalı dişleri... Kimse yeni bir şey üreteyim demiyor. Bak yine sinirlendim. Neyse sakin olmalıyız değil miiii arkadaşlarrr? Öperim jung'un gözlüğü üstündeki alnından. Keyifli seyirler


11 Ağustos 2014 Pazartesi

Milgram Deneyi (OTORİTEYE İTAAT)

Bugün sizleri Milgram abimizle tanıştıracağım. Belki bir kısmınız biliyordur bu meşhur deneyi. Otoriteye itaat etmekte insanoğlunun nasıl bir dünya markası olduğunu yüzümüze tokat gibi çarpar, adamı serseme çevirir.

Peki Milgram'ın aklına nerden geldi bu fikir? Bunu herkes bilmez, ben anlatayım:
"Bir gün ünlü psikolog Stanley Milgram arkadaşlarıyla batak atarken eşi Muhittin'e: "İhale bana kalacak sen gir oğlum ele." der. Muhittin ise "Abi giremem elim çok kötü, batarım." deyince Milgram, "yeea tamam batsan da önemli değil senin canın sağ olsun, gir şu ele der". Muhittin ele girer ve batar ama içi rahattır çünkü sorumluluğu Milgram almıştır." 

Evet işin geyiğini de yaptığımıza göre şu tarihin en tüyler ürpertici deneylerinden biriyle sizi baş başa bırakıyorum. Mutlaka ama mutlaka izlemelisiniz. "Bunlar hep vize de çıkacak ama Senanuurr". 

İyi seyirler.


8 Ağustos 2014 Cuma

Birinci Sınıflar İçin

Merhaba minik Alfred Adler'lerim, canlarım. Bir aydır hiçbir şey yazmadım uzak diyarlarda metapsikolojik araştırmalar peşindeydim. Şaka şaka tatil yapıyordum. Deniz, kum, güneş vs vs. Bugün 1. sınıflar için birkaç şey yazacağım. Malum yerleştirme sonuçları açıklandı. Kim kime yerleşti onu ilerde göreceksiniz ama şimdi konumuz başka.

Öncelikle PDR bölümünün ismindeki cilveye aldanarak über donanımlı psikolojik danışman özellikleri kazanacağınızı ve mezun olduğunuzda çatır çatır bireysel danışma yapacağınızı  üzülerek söylüyorum ki düşünmeyin. Maalesef dört senede tam donanım sahibi psikolojik danışmanlar olamıyoruz. Eğer ortalama bir öğrenciyseniz dört sene sonunda aklınızda kalan şeyler; okullarda rehber öğretmen nasıl olunur, bir dönem boyunca iki tane sosyometri, beş tane anket dağıtıp angarya kağıtlar nasıl doldurulurdan fazlası olmuyor. Bunun sebebi ise elle tutulan, somut olarak öğrenilen alanın işin rehberlik kısmı olmasındandır. Haa sende hiç mi suç yok yaprak dökümündeki leyla kılıklım? Var tabi: "Çabalamıyorsun!". Adil olalım hocalar da çok masum değil tabi. İşin psikolojik danışmanlık yanı daha çok bilgi, donanım, zaman ve emek gerektirdiğinden ve bu faktörler her alanda olduğu gibi yetersiz olduğundan yarım yamalak, üstün körü öğreniliyor. Hoca anlatmasına anlatır ama öğretme kısmı senin elinde. Çünkü hoca sana kuram der, davranışçı der, bilişselci der, der oğlu der ama nerede nasıl kullanacağını söylemez. Bunları sen gerçek hayatla ilişkilendireceksin. Un var, şeker var, yağ var. Kapiş? İlk sene bunları yaşamayacaksınız gerçi ama yine de aklınızın bir yerinde dursun. İleride lazım olacak.

Birinci sınıfta alan dersleri çok az ama o derslere gereken önemi verin. Gerçekten öğrenin. Öğrenin lan sizin mesleğiniz bu. İçine nasıl sindirirsin başka türlüsünü? Vicdanlara sesleniyorum!

En önemlisi de  üniversite hayatının tadını çıkarın. Çok klişe oldu ama doğru... Size üniversite hayatının ne olduğunu anlatmayacağım. Koskoca insanlarsınız ama ne olmadığını söyleyeyim: "Ot gelip saman gitmek değil". İlgi alanınız geniş olsun. Gündemi bilin, düşünün, fikirleriniz olsun; hayata dair, gidişata dair... Gerisini zaten herkes biliyor.

Bölüm güzel arkadaşlar. Her ne kadar asi pdr'ci imajı yaratsam da ben severek okuyorum bu bölümü. Gerçekten öğrenmek için... Haa sevmediğim noktaları yok mu? Çoook. Bunlara da değineceğim elbet ama benim isteğim, bu bölümden mezun olan her insanın işini hakkıyla yapması ve üzerimize çalınan şu kara lekenin silinmesi. Neyse bu konular çok uzun, yaz yaz bitmez, kafa şişirmek istemiyorum. Herkese yeni eğitim yılında güzel günler diliyorum. Şimdilik bu kadar...





4 Temmuz 2014 Cuma

Kimler Bu Bölümde


Okulun ilk günü eğitim fakültesinin liseden bozma binasını gördüğümde buzluktaki dondurma kabında biber dolması bulmuş zavallı yavrucağa dönmüştüm. Sonra "altı üstü iki beton, ben işime bakarım" deyip sınıfımı bulmaya koyuldum. Bir baktım ki fakültede amfi bile yok. Amfi deyince "amlı mamlı gonuşma lan" ifadesiyle bakan görevliye merhaba dedikten sonra sınıftaki süzüklerle tanıştım. Naçizane gözlemlerime dayanarak onları sizlere tanıtayım.


1. Hukuk tutturamayıp gelen ama sorduğunda "1 puanla kaçırdım yeaaa, aslında erzurum hukuk tutuyodu ama oralar çok soğuk" diyen tayfa

2.  Dershanelerde kendilerini rehberlikçi diye tanıtan hocaların "pdr yaz yata yata geçersin hemen atanırsın" gazıyla gelen tayfa

3. Benim hayalim pdr, hep bu bölümü okumak istemiştim diyen homofobik türbanlılar tayfası

4. Ben bu bölümü hiç istemiyordum ama geldim deyip zamanında pdr tutsun diye gece gündüz dua edip subanekeyi tersten bile okumuş sinsi, içten pazarlıklı tayfa

5. Cemaat tabanlı çalışkan erkek öğrenci tayfası (sağlam not tutarlar)

6. Şansa bala gelmiş sene sonunda not ortalaması 2.00'yi zor gören batakçı tayfa

7. Bölümün ne olduğunu gerçekten bilenler

8. Akademide kalmaya çalışan tayfa


Eveeet, pdr öğrencilerini tanıdık. Çok yakında yepyeni gereksiz bilgilerle devam edeceğim. Bu yaz işin magazinsel boyutlarından bahsedesim var. Dönem başlayınca derslerle, ödevlerle ilgili yardımlara daha çok ağırlık vereceğim.

Bandura bandura yiyin beni. Bays..





Okumaktan Zarar Gelmez. Bu Yazıyı Okuyun.

Merhaba junior freudlar, ben anti-akademik pdr'ci.

Burada bir şeyler paylaşma kararı almamın sebebi; siz pdr öğrencilerine ve pdr okumak isteyen gençlere bölümün iç yüzünü, püf noktalarını, hocalarını, mesleğin esasen ne olduğunu veeee en önemlisi salak saçma angaryaların nasıl yapılacağını gösterip çoğu gereksiz bir sürü ödev ve projeleri kısa bir sürede yapmanıza yardımcı olmaktır. İkinci kısım daha çok ilgini çektiyse bingo sen de performans odaklı öğrencisin ve senden bi bok olmaz. Şaka şaka hehe. Aslında ilk günden antipati oluşturan şakalara başvurmamam lazım ama burada sizlerle iletişimim bu şekilde olacak. Alışmalıyız. 

Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü hakkında her şeyi öğrenebileceğiniz eğlenceli ve anti-akademik bir sayfa yapmak istedim. Umarım güzel güzel anlaşırız.

Neyse tatava yapmadan herkese hoş geldiniz diyorum. Çok yakında faydalı bilgilerle sizlerle olacağım. 

Delirmeyin. Hoşça kalın.