Merhaba minik Alfred Adler'lerim, canlarım. Bir aydır hiçbir şey yazmadım uzak diyarlarda metapsikolojik araştırmalar peşindeydim. Şaka şaka tatil yapıyordum. Deniz, kum, güneş vs vs. Bugün 1. sınıflar için birkaç şey yazacağım. Malum yerleştirme sonuçları açıklandı. Kim kime yerleşti onu ilerde göreceksiniz ama şimdi konumuz başka.
Öncelikle PDR bölümünün ismindeki cilveye aldanarak über donanımlı psikolojik danışman özellikleri kazanacağınızı ve mezun olduğunuzda çatır çatır bireysel danışma yapacağınızı üzülerek söylüyorum ki düşünmeyin. Maalesef dört senede tam donanım sahibi psikolojik danışmanlar olamıyoruz. Eğer ortalama bir öğrenciyseniz dört sene sonunda aklınızda kalan şeyler; okullarda rehber öğretmen nasıl olunur, bir dönem boyunca iki tane sosyometri, beş tane anket dağıtıp angarya kağıtlar nasıl doldurulurdan fazlası olmuyor. Bunun sebebi ise elle tutulan, somut olarak öğrenilen alanın işin rehberlik kısmı olmasındandır. Haa sende hiç mi suç yok yaprak dökümündeki leyla kılıklım? Var tabi: "Çabalamıyorsun!". Adil olalım hocalar da çok masum değil tabi. İşin psikolojik danışmanlık yanı daha çok bilgi, donanım, zaman ve emek gerektirdiğinden ve bu faktörler her alanda olduğu gibi yetersiz olduğundan yarım yamalak, üstün körü öğreniliyor. Hoca anlatmasına anlatır ama öğretme kısmı senin elinde. Çünkü hoca sana kuram der, davranışçı der, bilişselci der, der oğlu der ama nerede nasıl kullanacağını söylemez. Bunları sen gerçek hayatla ilişkilendireceksin. Un var, şeker var, yağ var. Kapiş? İlk sene bunları yaşamayacaksınız gerçi ama yine de aklınızın bir yerinde dursun. İleride lazım olacak.
Birinci sınıfta alan dersleri çok az ama o derslere gereken önemi verin. Gerçekten öğrenin. Öğrenin lan sizin mesleğiniz bu. İçine nasıl sindirirsin başka türlüsünü? Vicdanlara sesleniyorum!
En önemlisi de üniversite hayatının tadını çıkarın. Çok klişe oldu ama doğru... Size üniversite hayatının ne olduğunu anlatmayacağım. Koskoca insanlarsınız ama ne olmadığını söyleyeyim: "Ot gelip saman gitmek değil". İlgi alanınız geniş olsun. Gündemi bilin, düşünün, fikirleriniz olsun; hayata dair, gidişata dair... Gerisini zaten herkes biliyor.
Bölüm güzel arkadaşlar. Her ne kadar asi pdr'ci imajı yaratsam da ben severek okuyorum bu bölümü. Gerçekten öğrenmek için... Haa sevmediğim noktaları yok mu? Çoook. Bunlara da değineceğim elbet ama benim isteğim, bu bölümden mezun olan her insanın işini hakkıyla yapması ve üzerimize çalınan şu kara lekenin silinmesi. Neyse bu konular çok uzun, yaz yaz bitmez, kafa şişirmek istemiyorum. Herkese yeni eğitim yılında güzel günler diliyorum. Şimdilik bu kadar...